Tanıtım ve turizm, birbirinden ayrı düşünülemeyecek iki kavramdır.
Peki, bizler bu iki kavramın gereğini yapabilmiş miyiz?
Bence hayır!
Öncelikle bölgemizin ve Adana’mızın geçmiş medeniyetlerini, doğal güzelliklerini ve diğer sahip olduğu değerleri bir bütünsellik içerisinde tanıtımı tam anlamıyla gerçekleştirildi mi?
Bence hayır!
Adana’mız binlerce yıldan beri var olan ve çeşitli medeniyetlere beşiklik yapan tarihsel mirasa sahip bir kentimizdir. Anavarza Kalesi, Kozan Kalesi ve Misis’teki kazılarda ortaya çıkarılan tarihi eserler ve yüzyıllardır ayakta duran tarihi Taş Köprü bunların başlıcalarıdır.
Ya hemen yanı başımızdaki Osmaniye ilimizdeki KASTABALA harabeleri ve Toprakkale de bu tarihi mirasımızın başlıcalarıdır.
Yine; Yumurtalık ilçemizdeki dünyanın ilk limanından kalan tarihi eserler, milattan önce 16. yüzyıla dayanan tarihi geçmişi ile ünlü gezgin Marko Polo’nun yolunun düştüğü tarihi AYAS bölgesi ve Karataş’taki Magarsus antik kent harabelerini de unutmayalım.
Yine bu bölgedeki geniş kumsallarıyla denizimizi de unutmayalım.
Şöyle bir an düşünelim, tarihin ve doğal güzelliklerin iç içe olduğu bir bölgeye sahibiz.
Peki, sahip olduğumuz bu değerleri yeterince tanıtabiliyor muyuz?
Bırakın yabancılara tanıtmayı, kendi ülkemizde kendi şehrimizde yaşayanlara yeterince tanıtabiliyor muyuz?
Bu sorunun yanıtı bence hayırdır.
Turizm bürolarında birkaç broşür ile yetinmekteyiz, hepsi o kadar.
Adana’mız tanıtılırken sadece Adana Kebabı ve Şalgam ön plana çıkarılmakta, tarihi geçmiş ise ikinci plana atılmaktadır.
Oysa ki turizm tarih demektir ve turizmin olmazsa olmazı tanıtımdır.
Sahip olduğumuz değerlerin başkalarına duyurulması, anlatılması ve bilinçlere yerleştirilmesidir.
Sanayileşmenin öncülüğünü yapan Adanamızın bir sanayi müzesi bile oluşturulabilmiş değildir.
Adanamızın tanıtımı için çeşitli gruplar, farklı oluşumlar, değişik kurumların farklı çalışmaları söz konusudur ama yeterli ve etkili değildir.
Bence asıl görevin öncelikle Belediyelerde olması gerektiği düşüncesindeyim.
Büyükşehir belediyesinin bu konuda çok çaba sarf ettiği ve destekler verdiği de bir gerçektir.
Ama yeterli değildir.
Bu tanıtım faaliyetlerinin daha organize olması ve belirli bir merkezden yönetilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Büyükşehir belediyesi bünyesinde bu çalışmaları organize edecek ve yönetecek, bu konuda kaynak oluşturabilecek bir birim olmalıdır.
Örneğin; Tanıtım, Turizm ve Pazarlama faaliyetlerini yürütecek bir daire başkanlığı oluşturmalıdır. Bu birim etkili ve verimli bir çalışma sonucunda önemli gelişmelere imza atacaktır diye düşünüyorum.
Bu birim ADANA ile ilgili Pazarlama ve Tanıtım faaliyetlerini ilgili diğer kamu kurumları ve sivil toplum örgütleri ile birlikte organize edebilmeli ve faaliyetlerinin de kaynaklarını sponsorluklar bularak oluşturabilmelidir.
Bunun için de şartlar ve olanaklar elverişlidir. Yeter ki iş ehline verilsin!